Gecelerin erken
geldiği, karanlığın egemen olduğu kış aylarından bir gün Münih’te hayat olağan
akışını sürdürüyordu. Orta Avrupa’nın önemli şehirlerinden , Münih’te
hayat bina içlerine çekilmişti.
Güneydeki Alplerden
esen dondurucu rüzgar, insanı kısa sürede kesiyordu. Sokaklarda tek tük telaşla
koşturan insanlar vardı. Kısa yürüyüşten sonra mağaza, dükkan, işyerlerine
giriyorlardı. Kafe ve pastanelerde insanlar sıcak kahve ile bol kremalı tatlı ve
kekler yiyiyorlardı.
Varlıklı ve hayatın
güzelliklerinden daha fazla zevk alacak yaştakiler ise, lüks otellerde
konaklayarak hayata tutunmaya çalışıyorlardı.
Ailesi ile
Avusturya’daki kayak tatilini tamamlayıp iş için Münih’e gelmiş, bir işkadını aceleyle arabadan inip otele doğru
koşturuyordu. Sabah işe gitmeden daha önceden bildiği oteldeki kuaföre
gidiyordu. Kıvırcık sarı saçları rüzgarda
uçmaması için başını atkısı ile sarmıştı. Kalın, yerlere kadar uzun siyah paltosunun
koşarken açılan etek uçlarından, içindeki aynı renk döpiyesi ve altındaki çizmeleri
görülebiliyordu. Bir haftalık kayak tatilinde, yüzü kardan yansıyan güneşle
yanmış ve renklenmişti. Dingin, dinlenmiş ve huzurlu bir güzelliği vardı. İki taraftan
itilebilen otelin dış kapısına
geldiğinde, kapıdan olgunluğunun zarafeti ile çok şık bir hanımın çıkmakta
olduğunu görüp duraksadı. Başında kulaklarını da örten beresi, kürk paltosu ve
marka çantası ile çıkan hanıma, aynı
yaşlarda bir beyefendi kapıyı açarak yol veriyordu.
İş kadını, yaşlı kadının
arkasından, kapıdaki adamın da çıkmasını beklemeye başladı. Yaşlı bir adama yol
vermesi gerektiğini düşünmüştü. Ancak, her ikisi de karşılıklı birbirine yol
veriyorlardı. Kız bir ara adamın bir şeyler söylediğini duydu ama anlayamadı. O
sırada adamın gülerek ikinci kez ve daha net duyulacak bir ses tonuyla “beauty ,before age” dediğini duydu. Tek
kelime edememiş donup kalmıştı. Adamın, ona yol verdiğine dair işareti üzerine içeri girdi, Adam olanca kibarlığı ile gülümseyerek dışarı çıktı.
Kız, şaşkınlık içinde
adamın ne demek istediğini düşündü. Acaba, “sende yaşlanacaksın şimdiki
güzelliğine güvenme”, yada “güzellik geçicidir, yaşlanınca oda yok olur” mu demek istemişti. Kafası karmakarışık
olmuştu. Adam olanca kibarlığı ile ona güzellik yaştan önce gelir siz buyurun
diye iltifat ederek yol vermişti. Bu kadar ince ve zarif bir iltifata teşekkür
bile edememişti.
İş kadını, kuaförde
sacına fön çektirirken sürekli adamın davranışındaki asaleti ve iltifatın
inceliğini düşünüp durdu. Adamın kapıda ona “beauty, before age” diyerek yol vermesini bugün bile mutlulukla
hatırlamaktadır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönderme