Karşıyaka'da oturmanın avantajı ile istedikleri zaman okula vapurla gidip geliyordu. Bazı bahar akşam üzerleri Alsancak'ta piyasa yapıp geç vapurla dönüyorlardı. Kız kardeşi ise servisle okula gidip geliyordu.
Kız kardeşinin arkadaşı ile bir doğum günü partisinde tanışmışlar ve çıkmaya başlamışlardı. İlk önceleri, okul sonrası kız kardeşi dahil kalabalık grup olarak vapurla geçip hoş vakit geçiriyorlardı.
Ilık bir Mayıs akşam üzeri Sevinç Pastanesinin önünde buluşmaya karar verdiler. Oğlan okuldan aceleyle çıkıp Alsancak'a gidip beklemeye başladı. Kız arkadaşı kardeşiyle birlikte, karşıdan yeşil pileli eteklerini sağa sola sallayarak geliyorlardı.
Okul biter bitmez, eteklerin belleri yukarı doğru kıvrılıyor, saçlar açılıyordu. Havaların ısınması nedeniyle akşam üzerleri etek bluzla dolaşıyorlardı. Beyaz bluzlar eteğin dışına çıkarılarak daha spor bir hava veriliyordu. İnce çorapları çıkarıp diz altı çorap ve lastik ayakkabı ile yazı karşılıyorlardı. Kitaplar çantada değil elde taşınıyordu.
Kızlar olduğundan daha güzel ve havalı görünüyorlardı. Buluşmalarında karşılıklı çekim hemen hissediliyordu. Yanaklar öpüldükten sonra yürüyerek piyasaya çıktılar. Oğlan hemen kızın elini sıkıca tuttu. O anlatıyor kızlar gülüyordu. Keyifle gezip dondurmalarını yedikten sonra eve dönmek üzere vapura bindiler.
Vapurun iskele tarafında, dışarıda yan yana oturdular. Hava akşamüzeri olmasına karşın, ılık ve yumuşaktı. Güneş yavaşça ufukta süzülürken, gözlerini kamaştırıyordu. Konuşurken yana birbirlerine doğru dönmek zorunda kalıyorlardı. Oğlan kolunu kızın omuzuna dolayıp sarılırken diğer eliyle de kızın elini tutuyordu.
Oğlan, hafta sonu ne yapabiliriz diye sormak amacıyla bakarken kız ona doğru dönünce, göz göze geldiler. Bir an bakıştıktan sonra yüzleri birbirine yaklaştı ve dudakları hafifçe birbirine dokundu. Dudaklarının dokunuşuyla, arzu ve merakla öpüştüler. Tüm gençlik duygularının saflığı ve karmaşıklığı içinde, hemen ayrılarak önlerine döndüler. Aslında, kısacık masum bir öpüşmeydi ama ilk öpüşmeleriydi. Heyecanlarından konuşamıyorlardı.
Hazzın ve mutluluğun, başlarından ayaklarına kadar yayıldığını hissettiler. Nabızları yükselmiş, kız hafif bir titreme geçirmişti. Damarlarında neşe ve huzur dolaşıyordu. Kız kardeşi başını diğer tarafa çevirmiş arkadaşı ile konuşuyordu. Oğlan tüm gücüyle kızın omuzunu sıktı. Kız elini sıkarak karşılık verdi.
Artık öpüşmeyi keşfetmişlerdi.
Ilık bir Mayıs akşam üzeri Sevinç Pastanesinin önünde buluşmaya karar verdiler. Oğlan okuldan aceleyle çıkıp Alsancak'a gidip beklemeye başladı. Kız arkadaşı kardeşiyle birlikte, karşıdan yeşil pileli eteklerini sağa sola sallayarak geliyorlardı.
Okul biter bitmez, eteklerin belleri yukarı doğru kıvrılıyor, saçlar açılıyordu. Havaların ısınması nedeniyle akşam üzerleri etek bluzla dolaşıyorlardı. Beyaz bluzlar eteğin dışına çıkarılarak daha spor bir hava veriliyordu. İnce çorapları çıkarıp diz altı çorap ve lastik ayakkabı ile yazı karşılıyorlardı. Kitaplar çantada değil elde taşınıyordu.
Kızlar olduğundan daha güzel ve havalı görünüyorlardı. Buluşmalarında karşılıklı çekim hemen hissediliyordu. Yanaklar öpüldükten sonra yürüyerek piyasaya çıktılar. Oğlan hemen kızın elini sıkıca tuttu. O anlatıyor kızlar gülüyordu. Keyifle gezip dondurmalarını yedikten sonra eve dönmek üzere vapura bindiler.
Vapurun iskele tarafında, dışarıda yan yana oturdular. Hava akşamüzeri olmasına karşın, ılık ve yumuşaktı. Güneş yavaşça ufukta süzülürken, gözlerini kamaştırıyordu. Konuşurken yana birbirlerine doğru dönmek zorunda kalıyorlardı. Oğlan kolunu kızın omuzuna dolayıp sarılırken diğer eliyle de kızın elini tutuyordu.
Oğlan, hafta sonu ne yapabiliriz diye sormak amacıyla bakarken kız ona doğru dönünce, göz göze geldiler. Bir an bakıştıktan sonra yüzleri birbirine yaklaştı ve dudakları hafifçe birbirine dokundu. Dudaklarının dokunuşuyla, arzu ve merakla öpüştüler. Tüm gençlik duygularının saflığı ve karmaşıklığı içinde, hemen ayrılarak önlerine döndüler. Aslında, kısacık masum bir öpüşmeydi ama ilk öpüşmeleriydi. Heyecanlarından konuşamıyorlardı.
Hazzın ve mutluluğun, başlarından ayaklarına kadar yayıldığını hissettiler. Nabızları yükselmiş, kız hafif bir titreme geçirmişti. Damarlarında neşe ve huzur dolaşıyordu. Kız kardeşi başını diğer tarafa çevirmiş arkadaşı ile konuşuyordu. Oğlan tüm gücüyle kızın omuzunu sıktı. Kız elini sıkarak karşılık verdi.
Artık öpüşmeyi keşfetmişlerdi.
Birileri de çıkıp son öpüşmeyi anlatmalı.
YanıtlayınSilO da hiç unutulmaz. Taa ki, bir sonrakine kadar....
Son öpüşme de unutulmaz ama, bir sonraki vardır.
YanıtlayınSilİlk öpüşmenin ise, öncesi olmadığından UNUTULAMAZ.